Dolgu Enjeksiyonu
Cildimiz zamanla esnekliği kaybeder. Kollajen ve hyaluronik asit sentezi azalır. Cilt kurur, matlaşır, sarkar. Yüzün daha hareketli olan alanları özellikle ağız çevresi, burun kenarından ağız kenarına inen hat, kaş ortası, yatış pozisyonundan dolayı boyun ve dekolte bu süreçten daha hızlı etkilenir. Yüzde yorgun veya üzgün bir ifade belirir.
Dünya genelinde yüz dolgu dolgu uygulamalarında en sık, hayvansal kökenli olmayan hyaluronik asit tercih edilir. Hyaluronik asit cildimizin doğal bir bileşenidir. Cildin nem tutmasını ve sıkılığı sağlar. Dolgu işleminde, yaşla azalmış olan hyaluronik asit yerine konur. Steril enjektörler formundaki hyaluronik asit, cildin nemini ve sıkılığını arttırmak için ince uçlu iğneler yardımıyla deriye enjekte edilir. Enjeksiyon sonrası bölgesel etki net olarak görülür. Bu etki enjeksiyon bölgesi ve kullanılan hyaluronik asit yoğunluğuna göre 4-12 ay arasında devam eder. Enjeksiyon sonrası nem seviyesi artar. Kırışıklık ve akne izi derinlikleri azalır. Yüz ve boyun sıkılaşır. Cildin hyaluronik asit sentezi uyarılır. Kendini iyileştirme gücü artar. Hyaluronik asit hayvansal kökenli olmadığı için kollajene göre alerji açısından daha güvenli bir enjeksiyon maddesidir. İşlemden sonra enjeksiyon noktalarında geçici bir kızarıklık, bazen makyajla kapatılabilen hafif morluklar olabilir. Morarma riskini azaltmak için işlemden 1 hafta öncesinden itibaren aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçlar ve C vitaminine ara verilmesi önerilir. Uygulama sonrası görülecek olumlu etkiler şu şekilde özetlenebilir:
Cildin nem ve esneklik seviyesi artar. Makyajsız da ışıl ışıl bir görünüm elde edilir. Enjeksiyon sonrası yaşla azalmış olan kollajen sentezi de uyarıldığı için işlemden 21 gün sonra net seçilen yüz ovalinde sıkılaşma meydana gelir.
Dolgu işlemi bu konuda deneyimli bir uzman tarafından uygulanmalıdır. Doktorunuz, uygulanacak bölge, sorunun tipi ve derinliğine uygun moleküler yoğunluğa sahip hyaluronik asit bileşenini saptayacak ve uygulayacaktır. Doğru hyaluronik asit yoğunluk ve miktarı, tedavi başarısını ve etki süresini belirleyen temel faktörlerdir.
Dudak kenarı, alın orta hat ve dudak kontur dolguları ortalama 8-12 ay ömürlüdür. Son yıllarda dinamik dolgu dediğimiz dolgular sayesinde işlem sonrası ağız çevresi ve nazolabial aoluk gibi hareketli alanlarda görünüm daha doğal ve çekicidir. Çevre duyarlılığı olanlar için ekolojik dolgu seçenekleri de kullanılabilir.
Işık dolgusu denilen cildin nem ve ışıltısını arttırmaya yönelik yeni sistem dolgular ise 3-4 hafta aralarla minimum 3 seans planlanmalıdır. Yüz geneli, dekolte, el üzeri ve göz altına uygulanan ışık dolguları ile bölgesel gençleşme sağlanır. Göz altın morlukları giderilir. Bu uygulamaların altı ile 12 ay aralıklarla tekrarlanması önerilir. Böylelikle, uzun yıllar boyunca daha invazif bir işleme gerek kalmadan sağlıklı, doğal, genç bir cilt korunabilir.
Dolgu uygulamaları ihtiyaca göre botulinum toksin, PRP, mezolifting ya da somon DNA enjeksiyonları ile desteklenebilir. İşlem sonrası doğal görünüm, cildin makyajsız da sağlıkla ışıldaması hedeflenir. Bu nedenle uygulamaların, kişinin kırışıklık tipi ve derinliğine, yaşına, çevresel faktörlere göre özelleştirilmesi önemlidir. İşlem sonrası kişiye özel cilt bakım ürünleri ile tedavinin desteklenmesi önerilir.